23 Aralık 2014 Salı

Yargıtay: Ziynetler boşanma davasından ayrı bir dava ile istenmelidir.


Mahkemece ziynetler yönünden “usulünce bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklindeki hükmü usul ve yasaya uygundur. Ne var ki bu husus temyiz incelemesi sırasında sehven gözden kaçtığından hüküm davalının cevap dilekçesinde yer alan ziynetlere ilişkin talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Açıklanan sebeplerle davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile yukarıda tarih ve numarası yazılı Dairemiz ilamının ziynetler yönünden bozmaya ilişkin 3 numaralı bendinin kaldırılmasına, hükmün ziynetler yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Dava: Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 07.04.2014 gün ve 24430-8236 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü:Karar: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.1- Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davalı (kadın)'ın tüm, davacı (koca)'nın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istekleri yersizdir.2- Davalı (kadın), cevap dilekçesiyle, davacı (koca)'da kaldığını ileri sürdüğü ziynet eşyalarının iadesini, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep etmiştir. Ziynetlere ilişkin bu istek boşanmanın fer'i niteliğindeki Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında olmadığı gibi, davalının ziynetlere ilişkin harcı verilerek açılmış bir davası ve karşı davası da bulunmamaktadır. Yargılama sırasında ziynetlerin bilirkişi tarafından belirlenen bedeli üzerinden nispi harç yatırılmış olması da, cevap dilekçesini karşı dava haline getirmez. Hal böyle olunca mahkemece ziynetler yönünden “usulünce bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklindeki hükmü usul ve yasaya uygundur. Ne var ki bu husus temyiz incelemesi sırasında sehven gözden kaçtığından hüküm davalının cevap dilekçesinde yer alan ziynetlere ilişkin talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Açıklanan sebeplerle davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile yukarıda tarih ve numarası yazılı Dairemiz ilamının ziynetler yönünden bozmaya ilişkin 3 numaralı bendinin kaldırılmasına, hükmün ziynetler yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.Sonuç: Davacı kocanın ziynetler yönünden bozmaya ilişkin karar düzeltme isteğinin yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle kabulüne, Dairemizin 07.04.2014 gün, 2013/24430-8236 sayılı kısmen onama ve kısmen bozmaya ilişkin 3 numaralı bendinin ve sonuç bölümündeki üçüncü bendin kaldırılmasına, yerel mahkemenin bu husustaki kararının da ONANMASINA, kabul edilen kısım dışında kalan karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talep eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, istek halinde karar düzeltme harcının yatıran davacıya geri verilmesine oybirliği ile, 23.09.2014 tarihinde karar verildi.

Hiç yorum yok: